Skip to main content

Bolu-Abant ve Kayseri Gezileri

Geçtiğimiz hafta yıllık iznim sebebiyle İstanbul dışındaydım. İznimin ilk 4 gününü Bolu-Abant’ta eşsiz doğa manzarası ile geçirdim. Sonrasında Ankara’da 1 gün kalıp buradan da çok sevdiğim bir arkadaşımın düğünü için Kayseri’ye geçtim. Abant ve Kayseri’ye ilk kez gittim ve buralardaki izlenimlerimle ilgili kısa bir gezi yazısı yazmaya karar verdim. Sanırım blogumun ilk gezi yazısı bu, hadi okuyun bakalım :)

 

Bolu-Abant Gezisi

Pazartesi günü erken saatlerde Bolu’nun yollarını tuttuk. Abant Gölü’ne gitmek için İstanbul-Bolu yolunda Bolu girişindeki Abant sapağına dönmeniz ve bu istikamette yaklaşık 20 km. ilerlemeniz gerekiyor. Özellikle göle yaklaştığınızda yolun biraz bozulmaya başladığını ve buralardan dikkatle geçmeniz gerektiğini belirtmemde fayda var. Yine Bolu’nun merkezinden belirli aralıklarla(2 saatte 1 sefer oluyor sanırsam) kalkan otobüslerle de Abant Gölü’ne ulaşmanız mümkün. Gölün hemen kenarında yer alan iki tane 5 yıldızlı otelin olduğunu söylemekte fayda var. Gölün 5-6 km. gerisinde ise birçok pansiyonun olduğunu da belirtmek isterim.

Öğlen saatlerinde Abant Gölü’nün karşısında oldukça güzel bir konumda yer alan Abant Palace Otel’e geldik ve hemen odamıza yerleştik. İlk gün hava biraz kapalı ve sisli olduğu için manzara açısından pek tatmin edici bir görüntü göremedik odamızdan. Ancak Salı sabahının ilk ışıkları ile karşılaştığımız manzara gerçekten harikaydı. Kahvaltımızı yaptıktan sonra soluğu göl kenarında aldık. Sazlıklar arasındaki nilüfer çiçekleri ve minik ördek yavruları karşılıyor burada sizleri. Sonrasında alabildiğince güzel bir göl manzarası ve dağ yamacındaki çam ağaçları… Abant Gölü’nün bir diğer özelliği buranın su samurlarının doğal yaşama sahası olması. Abant’a daha önceden giden arkadaşlarım burada su samurları gördüklerini söylemiştiler ama biz görebilme şansına nail olamadık. Göl kenarında açık havada sakin ve sessiz bir ortamda yürüyüş yapmak, o temiz havayı solumak özellikle büyük şehirlerin yoğun temposundan uzaklaşmak ve dinlenmek için gerçekten birebir. Gölü faytonlarla veya otelden kiralayacağınız bisikletlerle gezebilmeniz mümkün. Yine göl kenarında yer alan atların sırtında kendiniz göl kenarında gezebilme şansına sahipsiniz. Bu arada, buradaki her iki otelin de en ilginç yönlerinden birisi konuklarının çoğunluğunun Arap turistlerden oluşmasıydı. Öyleki kendinizi yabancı bir ülkede sanacak kadar çok Arap turist vardı.

Bolu’dan ayrılmadan önceki gün ise Bolu’nun merkezini gezdik. Bolu, küçük ve şirin bir şehir merkezine sahip. Şehrin neresine bakarsanız bakın İzzet Baysal’ın ve Köroğlu’nun izlerini görebiliyorsunuz. 7-8 sene önce yine Bolu’yu gezme şansı bulmuştum ve gözlemlerime göre bu süre zarfı içerisinde şehir merkezi oldukça gelişmiş. Aslına bakarsanız şehir merkezinde gezilebilecek çok fazla tarihi veya ilgi çekici yer yok. Merkezde yer alan camiler ve Köroğlu heykelinin biraz ilerisinde yer alan küçük kitapçılar çarşısı gezilebilecek yerler. Gezmekten ziyade Bolu’ya gittiğinizde bol bol lokanta gezmenizi ve farklı yemekleri tatmanızı tavsiye edebilirim aslında. Bunun dışında Gölcük ve Yedi Göller bölgesi de Bolu’da gezilmeye değer yerler, tabi yeterli süreyi bulup buralara gitmeye fırsat bulabilirseniz…

Otel odasından Abant Gölü 
Otel odasından gölün görünümü

Abant Gölü 
Göl kenarından bir manzara

 

Kayseri Gezisi

Otelden ayrıldıktan sonra Ankara’ya gitmek için yola çıktık. Ankara’da bir gün kalıp buradan arkadaşlarımla beraber Kayseri’nin yollarına düştük. Kayseri’ye giderken Kırşehir’in Mucur ilçesinde mola verip birşeyler atıştırdık. Eğer yolunuz buradan geçerse yol kenarındaki küçük bir restorantta “Soğanlama” adı verilen yöresel gözlemeden yemenizi tavsiye ederim. Kayseri’ye değerli arkadaşlarım Oğuz ve Ayşegül Özkavukçu’nun düğünleri için gitmiştik aslında, ama hazır Kayseri’ye gitmişiz gezmeden döner miyiz! Cumartesi günü Kayseri’de güzel bir şehir turuna çıktık. İlk olarak Talas’ta Kayseri merkezini oldukça yüksekten ve çok güzel gören bir mekanda sabah kahvaltımızı yaptık. Sonrasında şehir merkezinde birkaç saatlik gezimiz oldu. Mantısı, yağlaması ve pastırması ile bu meşhur şehirde bu tatların lezzetine bakmamak olmazdı tabi ki. “Ananın Yeri” isimli meşhur restorantta mantımızı yedik, partırmacıların bulunduğu çarşıdan da pastırmalarımızı satın aldıktan sonra tekrar Ankara yollarına düştük. Kayserili birçok arkadaşımdan bu şehrin oldukça büyük ve gelişmiş olduğunu hep duyardım. Ancak gidip görene kadar bu kadar büyük ve harika bir şehir olduğunu tahmin edememişim. Gerçekten çok gelişmiş ve oldukça modern bir şehir Kayseri. Şehir merkezinde birçok modern yapının yanıbaşında tarihi medrese, cami, kilise, anıt, kale gibi mekanları görebilmeniz mümkün. Eğer yolunuz bu taraflara düşerse mutlaka Kayseri’ye uğramanızı ve en azından şehir turu atıp bu güzel şehri görmenizi tavsiye ederim.

Kayseri’de zamanımız biraz kısıtlı olduğu için pek fotoğraf çekme şansım olmadı, ama çektiğim birkaç kareyi de aşağıda bulabilirsiniz.

Talas'tan Kayseri
Talas’tan Kayseri Manzarası. Resmin sol kısmında yer alan yerleşim birimi eski bir Ermeni köyüymüş


Kayseri’nin merkezinden bir kare

 
“Kuş gömü pastırma” adı verilen tür pastırmaların en iyisi ve lezzetlisi oluyormuş. Gerçekten de öyleydi. Ama çok fazla yememenizi tavsiye ederim. Sonra 2 gün boyunca üzerinizden kokusu çıkmıyor:) Bu arada tüm Kayserili arkadaşlarım İmamoğlu isimli bir markayı tavsiye ettiler, en iyi pastırma İmamoğlu’ndadır dediler(Reklam oldu biraz ama)

Bolu-Abant ve Kayseri Gezileri” hakkında 7 yorum

  1. Uğur Hocam ,
    İlk gezi yazınız, teknik yazılarınız kadar başarılı olmuş.Bundan sonrası için ne kadar gezmeye vakit bulabilirsiniz bilmiyorum ama en kısa zamanda yenilerini de sabırsızlıkla bekliyoruz.

  2. Teşekkür ederim Bilgehan. Madem güzel olmuş dedin, aksilik olmazsa yakında Bursa’ya günübirlik gideceğim, belki bir Bursa yazısı patlatabilirim :)

  3. Ugur hocam

    fotoğraflarda çok kaliteli profesyonel çekim gibi olmuş süper keyifli bir yazı devamını bekleriz…

  4. Yapma ya Ercan Hocam :)

    Telefon ile çektim Bolu’daki resimleri ve özellik onları pek beğenmedim, diğerleri de eh işte. Yine de hem kendi anılarımda kalsın, hem de insanlarla paylaşayım diye ekledim. Ama sen bu işlerin ustası olarak böyle diyorsan doğrudur. Teşekkür ederim.

Ercan Altug için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir